
Bilişim Yoluyla İnternet Üzerinden Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK m.158/1-f)
15 Ağustos 2025
Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi
10 Eylül 2025Apartman, Site ve İşyerlerinde Güvenlik Kamerası Kullanımı
Hukuki Çerçeve, Mevzuat ve Uygulama Sorunları
- Giriş
Günümüzde güvenlik kameraları, özellikle apartman, site ve işyerlerinde; hırsızlık, mala zarar verme, tehdit ve benzeri suçların önlenmesi, faillerin tespit edilmesi ve genel güvenliğin sağlanması amacıyla yaygın şekilde kullanılmaktadır. Ancak bu teknolojik araçlar, beraberinde özel hayatın gizliliğinin ihlali, kişisel verilerin hukuka aykırı işlenmesi gibi ciddi hukuki sorunlar da getirmektedir.
Bu makalede, güvenlik kameralarının ceza hukuku, kişisel verilerin korunması hukuku ve kat mülkiyeti hukuku çerçevesinde hangi şartlarla kullanılabileceği, ilgili mevzuat hükümleri, Yargıtay ve Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK) kararları ışığında ayrıntılı olarak incelenecektir.
- Güvenlik Kameralarının Amacı ve Hukuki Sınırlar
2.1. Temel Kullanım Amacı
Güvenlik kamerası sistemleri, esasen güvenliği sağlamak, suçları önlemek veya işlenmiş suçlarda failleri tespit etmek amacıyla kurulmaktadır. Ancak, bu araçların salt delil elde etme maksadıyla kullanılması, Ceza Muhakemesi Kanunu’nda (CMK) öngörülen usullere aykırı olduğu takdirde hukuka aykırı delil yasağına tabi olacaktır.
Anayasa m.38/6 açıkça “Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular, delil olarak kabul edilemez.” hükmünü getirmiştir. CMK m.206/2-a ise kanuna aykırı delillerin reddedileceğini düzenler.
2.2. CMK m.140 – Teknik Araçlarla İzleme
CMK m.140’a göre teknik izleme ancak belirli suçlar bakımından, somut delillere dayanan kuvvetli şüphe ve başka suretle delil elde edilememesi şartıyla yapılabilir. Bu izleme, yalnızca kamuya açık yerler ve işyerleri için mümkündür. Konutlarda ve konutun eklentilerinde bu madde uygulanamaz.
- Konut ve Eklenti Kavramı – Apartman ve Sitelerde Ortak Alanlar
Anayasa m.21 konut dokunulmazlığını güvence altına alır. TCK m.116 konut dokunulmazlığının ihlalini suç sayar. Konut kavramından; malik olunup olunmadığı değerlendirilmeksizin, bireyin yaşamını sürdürdüğü taşınmaz veya taşınır nitelikteki kapalı alanlar anlaşılmalıdır. Bununla birlikte TCK m.116’nın güvencesi kapsamına yalnızca konutun kendisi değil, konutun ayrılmaz parçası niteliğindeki “eklenti” olarak adlandırılan yerler de dâhildir. Eklenti kavramından ise; konutu tamamlayan yan mekânlar, bahçe, bahçe duvarı içerisinde kalan ahır, çardak gibi yerler anlaşılmalıdır.
Yargıtay içtihatlarında; apartman merdivenleri, sahanlıkları, asansör önü gibi yerler eklenti olarak değerlendirilir. Sitelerde de duvarla çevrili bahçeler ve ortak otoparklar konut dokunulmazlığı kapsamındadır.
Dolayısıyla, ortak kullanım alanı olsa bile konut/eklenti niteliği taşıyan yerlerde, kat maliklerinin gerekli çoğunluk kararı olmadan kamera yerleştirilmesi hukuka aykırı olacaktır. Ayrıca açıklamalarımız ve CMK m.140/5 hükmü birlikte değerlendirildiğinde; “ortak kullanım alanı” niteliğinde olsalar dahi konut/eklenti niteliğini haiz alanlarda güvenlik kameralarının, delil elde etmek maksadıyla kullanılmaması gerektiği kanaatindeyiz.
- Özel Hayatın Gizliliği ve Rıza
Özel hayatın gizliliği hakkı, Anayasa m.20 ve AİHS m.8 ile güvence altına alınmıştır. TCK m.134/1’de; bireylerin özel hayatının ihlal edilmesi suç sayılmaktadır. Kanun koyucu, aynı hükmün ikinci cümlesi ile “gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlalini” suçun nitelikli hali olarak öngörmüştür. Bununla birlikte TCK m.26/2 uyarınca; “Kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hakkına ilişkin olmak üzere, açıkladığı rızası çerçevesinde işlenen fiilden dolayı kimseye ceza verilmez”. Şeklindedir. Özel hayatın gizliliği de kişinin üzerinde mutlak surette tasarruf edebileceği bir hak olduğundan, TCK m.134/1’de düzenlenen suç bakımından, ilgilinin rızası hukuka uygunluk nedeni olarak değerlendirilebilir.
Yargıtay 12. CD, 2015/4413 E., 2016/4086 K. kararında, kamuya açık alanda bulunmanın otomatik olarak rıza anlamına gelmeyeceği belirtilmiştir. Ancak uyarı levhaları ile kameraların varlığı belirtilirse, bu durum örtülü rıza olarak değerlendirilebilir. Ancak güvenlik kameraları; hiçbir yasal dayanağı olmaksızın gizli şekilde yerleştirildiği veya uyarı levhaları ile bu durum belirtilmediği sürece, kamuya açık alanda bulunsalar dahi “belirlilik” ve “öngörülebilirlik” ilkelerine aykırı bir faaliyet yürütülecektir. Ayrıca kamuya açık alanlar bakımından “ölçülülük” ilkesi dikkate alınmalı ve güvenlik kameraları her yerde değil, kamu düzeninin bozulma tehlikesinin yoğun olduğu alanlarda kullanılmalıdır.
- Kat Mülkiyeti Kanunu (KMK) ve Apartmanlarda Kamera Kurulumu
Güvenlik kameralarının yerleştirileceği ortamın site ve apartmanlar olması halinde, ilgililerin rızası kavramı daha katı değerlendirilmelidir. Nitekim yukarıdaki açıklamalarımızda, site ve apartmanlarda bulunan ortak alanların da konut/eklenti kapsamında olduğunu ve buralarda güvenlik kameralarının kullanımı konusunda daha dikkatli davranılması gerektiğini belirtmiştik.
5.1. Gerekli Çoğunluk
KMK m.19 uyarınca, apartman ortak alanlarına güvenlik kamerası kurulması için kat maliklerinin beşte dördünün yazılı onayı şarttır.
Bu onay olmadan yapılan kurulumlar hukuka aykırı olur.
5.2. Yargıtay Kararı
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi; 2017/2277 Esas, 2018/7965 Karar sayılı dosya ile ; “Dava, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca projeye aykırı yapıldığı bildirilen imalatların (ortak alanlara kurulan kameraların kaldırılması) eski hale getirilmesi, müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulü, müdahalenin önlenmesi ve eski hale getirilme yönünde hüküm kurulmuş ise de yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya, kurulan hüküm de infaz etmeye elverişli değildir. Buna göre; Mahkemece yerinde yapılan inceleme sonucu düzenlenen bilirkişi raporu içeriğinden ortak alana kamera ünitesinin yerleştirildiği anlaşılmaktadır. 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 19. maddesinin ikinci fıkrasına göre, kat maliklerinden biri bütün kat maliklerinin beşte dördünün rızası olmadıkça ana taşınmazın ortak yerlerinde onarım, tesis ve değişiklik yaptıramaz. Kanunun bu hükmü dikkate alınarak, hem asıl davaya hem de karşı davaya konu edilen kameralara ilişkin olarak, karar defterleri de incelendikten sonra alınan kat malikleri kurulu kararlarında kat maliklerinin beşte dördünün rızasının olup olmadığı değerlendirilmeksizin, kurulan hükümde kameraların sadece yer ve açılarının değiştirilmesi yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” Şeklinde karar verilmiştir. İşbu Yargıtay Kararında, kat malikleri kurulu kararı olmadan ortak alanlara kamera yerleştirilmesinin hukuka aykırı olduğu belirtilmiştir.
- Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) Açısından Değerlendirme
6.1. Hukuki Çerçeve
Kamera kayıtları kişisel veri niteliğindedir. KVKK m.4’e göre veri işleme:
- Hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olmalı,
- Belirli, açık ve meşru amaçlarla yapılmalı,
- Amacına uygun, sınırlı ve ölçülü olmalı,
- Gerekli süre kadar muhafaza edilmeli.
6.2. Kurul Karar Örnekleri
KVKK, 2019 tarihli bir kararında; apartman girişine yerleştirilen ve hem giriş hem de karşı apartmanın kapısını gören kameranın, üçüncü kişilerin özel hayatına müdahale ettiği gerekçesiyle kaldırılmasına karar vermiştir.
- Uygulamada Karşılaşılan Tipik Sorunlar
1.Gizli kamera kullanımı – Özellikle apartman içi ihtilaflarda sık görülür, hem TCK hem KVKK ihlali oluşturur.
2.Aşırı geniş açıyla çekim – Yalnızca kendi mülkünü değil, komşu daire/işyerlerini de görüntüleme.
3.KVKK aydınlatma yükümlülüğünün ihlali – Kamera varlığına ilişkin uyarı levhası bulunmaması.
4.Yetkisiz kişilerin kayıtlara erişimi – KVKK m.12 ihlali.
- Sonuç ve Öneriler
- Apartman ve sitelerde kamera kurulumu KMK m.19 uyarınca gerekli çoğunluk sağlanarak yapılmalıdır.
- Kamera yerleşimi konut/eklenti sınırlarını aşmamalı, sadece güvenlik amacına hizmet etmelidir.
- KVKK kapsamında aydınlatma yükümlülüğü yerine getirilmeli, kayıtlar yetkisiz kişilerle paylaşılmamalıdır.
- Teknik olarak ölçülülük ilkesi gözetilmeli; kameralar yalnızca güvenliğin risk altında olduğu alanlara yerleştirilmelidir.
Aksi takdirde, hem cezai sorumluluk (TCK m.134, m.135 vd.) hem de hukuki sorumluluk (tazminat, KVKK idari para cezası) doğabilecektir.



