
Apartman, Site ve İşyerlerinde Güvenlik Kamerası Kullanımı
15 Ağustos 2025Bilişim Yoluyla İnternet Üzerinden Nitelikli Dolandırıcılık Suçu (TCK m.158/1-f)
- Genel Bakış
Sosyal medya ve internet üzerinden işlenen dolandırıcılık eylemleri, teknolojik sistemlerin araç olarak kullanılmasıyla gerçekleştirilen bir çeşit nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturur (TCK m.158/1-f). Bu tür suçlara uygulamada genellikle “internet dolandırıcılığı” denilmektedir.
TCK’nın 158/1-f maddesinin doğru şekilde anlaşılabilmesi için öncelikle basit dolandırıcılığı düzenleyen TCK m.157’nin içeriğine vakıf olunmalıdır. Bu hüküm, bir bireyin hileli davranışlar yoluyla kandırılarak, onun zararına ve failin ya da üçüncü bir şahsın lehine olacak şekilde menfaat elde edilmesini ifade eder. TCK m.158 ise bu eylemin belirli yöntemlerle gerçekleştirilmesi hâlinde cezanın ağırlaştırılmasını öngörmektedir.
Bu suç açısından fail ve mağdur bakımından herhangi bir sınırlama bulunmadığından herkes fail veya mağdur olabilir. Suçun düzenleniş amacı, kişilerin malvarlıklarını korumaktır. Bu kapsamda, dolandırıcılığın konusu ekonomik değeri olan herhangi bir varlık olabilir.
- Hileli Davranış ve Suçun Unsurları
Bu suçta önemli olan, failin hileli davranışla mağduru yanıltması, onu normalde yapmayacağı bir işlemi gerçekleştirmeye ikna etmesi ve bunun sonucunda failin ya da başka bir kişinin menfaat sağlamasıdır. Suçun maddi unsuru, mağdurun yanıltılmasıdır; netice unsuru ise failin elde ettiği menfaattir. Ancak, bu menfaatin doğrudan hileli davranışın sonucu olması gerekir. Hile ile ilgisi olmayan bir zarardan dolayı bu suç oluşmaz. Örneğin, mevcut bir borcun ödenmemesi amacıyla sergilenen hileli davranışlar dolandırıcılık suçu oluşturmaz.
Buradaki temel kavram “hileli davranış”tır. Suçun işlenmeye başlanabilmesi için, failin davranışı bu kapsama girmelidir. Hileli davranış, basit bir yalandan daha kapsamlı ve mağduru aldatabilecek nitelikte olmalıdır. Genel kastla işlenen bu suçta failin amacı, aldatıcı hareketlerle mağdurun iradesini etkilemek ve sonrasında kazanç sağlamaktır.
- TCK 158/1-f Metni ve Gerekçesi
TCK m.158/1-f: Dolandırıcılık suçunun;
- f) Bilişim sistemleri, banka ya da kredi kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle işlenmesi hâlinde… işlenmesi halinde, cezası ağırlaştırılmıştır.
Bu hükmün gerekçesinde, bilişim sistemleri ve güven kurumlarının kullanılması suretiyle mağdurun daha kolay kandırıldığı, bu yöntemle daha geniş kitlelere ulaşılabildiği ve mağdurun olay üzerindeki kontrolünün azaldığı belirtilerek cezanın ağırlaştırıldığı ifade edilmiştir.
- Suçun Cezası ve Korunan Yarar
Bu suçun cezası, 3 yıldan 10 yıla kadar hapis ve 5.000 güne kadar adli para cezasıdır.
Bu düzenleme ile öncelikle bireylerin malvarlığı, dolaylı olarak da kamusal güvence korunmaktadır. Bankacılık ve bilişim altyapısının güvenilirliğinin devamı, ekonomik yapının sürdürülebilirliği açısından hayati görülmektedir.
Yargıtay kararlarında bu suçun oluşabilmesi için şu üç unsur birlikte aranır:
- Suç failinin, bazı hileli davranışlar yapması,
- Bu davranışların mağduru kandırabilecek düzeyde olması,
- Eylem sonucunda mağdur ya da üçüncü bir kişinin zararına, failin veya başkasının lehine bir yarar sağlanması.
Zarar ile hileli eylem arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve ortaya çıkan zarar ekonomik olarak ölçülebilir olmalıdır. Suç, yalnızca malvarlığına değil, mağdurun karar verme iradesine de zarar vermesi nedeniyle özgün bir nitelik taşır. Görüldüğü gibi dolandırıcılık suçunu diğer mal varlığına karşı işlenen suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır.
- Soruşturma ve Kovuşturma Usulü
TCK m.158/1-f kapsamında düzenlenen bu suç, şikâyete bağlı değildir; savcılık tarafından doğrudan soruşturma başlatılabilir. Ancak TCK m.167/2’de belirtilen bazı özel durumlarda suç şikâyete tabi hâle gelir. Bu özel hâller:
- Hakkında ayrılık kararı verilmiş eşlerden birinin,
- Aynı evde yaşamayan kardeşlerden birinin,
- Aynı evde yaşayan amca, dayı, hala, teyze, yeğen veya ikinci derece kayın hısımlarının zararına işlenmişse, şikâyet aranmaktadır. Bu durumda cezada yarı oranında indirim öngörülür. Bu şikâyet şartı hem basit dolandırıcılık (TCK m.157) hem de nitelikli dolandırıcılık (TCK m.158) için geçerlidir.
Ayrıca, CMK m.253 gereğince yalnızca basit dolandırıcılık uzlaştırmaya tabidir. Nitelikli dolandırıcılık ise bu kapsamda değildir. Ancak TCK m.167/2’ye giren özel durumlarda suç şikâyete bağlı hâle geldiğinden, CMK m.253/1-a uyarınca uzlaştırma uygulanabilir.
- Yargılama Süreci ve Deliller
- Şikâyet ve Zamanaşımı: TCK m.158/1-f kapsamında işlenen suçlarda şikâyet aranmaz. Dava zamanaşımı süresi 15 yıldır.
- Uzlaştırma: Bu nitelikli hâl, uzlaştırma kapsamında değildir.
- Görevli Mahkeme: Yargılamaya ağır ceza mahkemesi bakar.
- İspat Araçları
- IP adresi kayıtları
- Banka hesap hareketleri
- HTS kayıtları
- Mesaj ve e-posta içerikleri
- Web sitesi logları
- Dijital cihazların inceleme raporları
Özellikle IP tespitinin yapılmaması Yargıtay tarafından eksik inceleme olarak değerlendirilir.
Suçun Bilişim Yöntemleriyle İşleniş Şekilleri
Sosyal Medya Üzerinden Dolandırıcılık
Bu yöntem genellikle üç şekilde uygulanır:
- Hayalî kişi adına sahte sosyal medya hesabı açılarak kandırma,
- Gerçek bir kişi adına sahte hesap oluşturularak menfaat sağlama,
- Gerçek bir sosyal medya hesabının şifrelerinin ele geçirilerek kişinin geçmiş yazışmaları üzerinden diğer kişilerin kandırılması.
Yargıtay 15. Ceza Dairesi 27.02.2018 tarihli kararında; failin bir e-posta ve bağlı sosyal medya hesabını ele geçirip mağduru kandırarak para aldığı olayda, bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçu oluştuğunu kabul etmiştir.
Elektronik Ticaret Dolandırıcılığı
Satın alma dolandırıcılığı da denilen bu yöntemde fail, olmayan bir ürün satışı ya da hizmetin ilanını yapmakta ve yayınladığı içerikte cazip fiyat teklifi, kampanya ya da indirim gibi bir takım satış teknikleri kullanıp tüketicinin iradesini etkileyerek, onu, ürünü veya hizmeti satın almaya yöneltmektedir. Gerçekten satın aldığına inandırılan tüketici, gerekli ödemeyi yapmasına rağmen istenilen ürün kendisine hiçbir zaman gönderilmemekte veya hizmeti alamamaktadır. Çoğunlukla işlemin ardından ücreti uhdesine geçiren faile de ulaşılamamaktadır. Bu şekilde dolandırıcılığın işlendiğine ilişkin birçok kararı bulunan Yargıtay bu yöntemin bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunu oluşturduğuna hükmetmektedir.
Emsal bir Yargıtay kararında; sanığın bir internet sitesi üzerinden verdiği satılık cep telefonu ilanını gören mağdurun, ürünü sipariş ederek parayı sanığın cep telefonuna havale yaptığı, sanığın ise kendisine gönderilen parayı çekmesine rağmen ürünü mağdura teslim etmediği olayda; sanığın en başından beri teslimatı yapmayacağına dair suç işleme kastıyla hareket ettiği kabul edilmiş ve mağduru zarara uğratarak elde edilen yararın internet üzerinden yöneltilen hileli davranışlar sonucu gerçekleşmesi sebebiyle bilişim sistemlerinin araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık suçunun işlendiğine karar verilmiştir.
Banka Hesabını Komisyon Karşılığı Kullandırmak
Yargıtay 8. Ceza Dairesi’nin 30.04.2025 tarihli kararında, öğrencinin internetten tanıştığı kişiler adına banka hesabına para aktararak bu parayı başkalarına göndermesi değerlendirilmiştir. Fail, bu işlem karşılığında komisyon almış ve bu nedenle hakkında mahkûmiyet kararı verilmiştir.
Ancak Yargıtay, sanığın;
- İngilizce bilen eleman arandığı söylenerek kandırıldığını,
- Öğrenci olup ekonomik sıkıntıyla hareket ettiğini,
- Kasti olarak suç işlemeye yönelik davranış göstermediğini göz önünde bulundurarak mahkûmiyet kararını kanun yararına bozmuş ve beraat verilmesi gerektiğine hükmetmiştir.
Sonuç olarak: Dolandırıcılık suçunun bilişim araçlarıyla işlenmesi, faile ciddi bir cezai sorumluluk yükler. Ancak her olayda failin kastı, hileli eylemin içeriği ve mağdurun nasıl yanıltıldığı titizlikle değerlendirilmelidir. Sadece paranın hesabınızdan geçmesi, sizi fail yapmaz. Önemli olan, bu paranın ne amaçla ve hangi bilinç düzeyiyle aktarıldığıdır.



